Karar vermek kendimizi ele verir.
“Ben bunu istiyorum.”
“Ben buyum.” demektir.
Ama bazılarımız istememeyi, bazılarımız en doğrusunu istemeyi, bazılarımız her şeyi hemen istemeyi öğrenir. Bu yüzden kararsızlık yaşarız.
İstememeyi öğrenenlerimiz için arzu duymak yasaklanmıştır. Bu nedenle arzunun bir ifadesi olan ona yönelmek yani karar vermek imkansızdır. Birisi onun adına karar verse ya da mecbur bıraksa yeğdir.
Karar almak en fazla başkası gelsin ve onun adına ne gerekiyorsa yapsındır.
Hata yapma üzerinden yani belki uzun ve çetrefilli olaylar silsilesi üzerinden arzuya ancak bir yer açılır belki. Yine belki…
Tam diğer ucunda “hepsini istiyorum ve hemen olsun” kararsızlığı ise daha çok hiçbir arzusuna sınır konmamış bir çocukluğun eseridir. Karar vermek arzu edilene ulaştırır ama ya başka bir şey daha arzu edilirse düşüncesi buna engel olur. Ve genellikle tüm arzu edilenleri bir arada karşılayabilecek bir bağlam yaratmaya çalışır kişiler. İstenen olmaz, olsa da bu sefer de bu bağlam içinde yaşanır olmaz. Yani arzu edilen sınırsızlık gerçek hayatta yoktur. Sınırsızlık sıkıştırır bu kez de. Karar almamak adına uyuşturur kişi kendini.
Peki tüm bunlarla nasıl karar alırız? Kabul etmeye, keyfimizin kaçmasına, birilerinin hayatında kötü olmaya cesaret ederek ve biraz da vazgeçerek belki.
Vazgeçmekten devam etmek istedim…
Size iyi gelen kararlar dilerim.
Siz de fikrinizi belirtin